Kafein merkezi sinir sistemi uyarıcısı olarak işlev görür. Beyne ulaştığında uyanıklık etkisi gösterir. Uyanık ve enerjik hissedersiniz. Bu ve benzeri faydaları kafeini sağlıklı gibi gösterse de çoğu yiyecek gibi kahveyi aşırı tüketmek de yan etkilere neden olabilir
Birçoğumuz için kahve güne başlamanın olmazsa olmazı. Hatta sadece sabahları değil gün boyu odaklanabilmek için kahveye başvururuz. Ancak kahve hakkında bilmeniz gereken bazı gerçekler var. Zira kafein sizi uyanık tutmaktan fazlasını yapar. Kafein vücudu çeşitli şekillerde uyaran bir merkezi sinir sistemi uyarıcısıdır. Dolayısıyla vücutta bazı etkiler ortaya çıkartır. Fazla kafein alımının belirtileri ve vücut üzerindeki uzun vadeli etkilerini öğrendikten sonra kafein tüketiminiz hakkında düşünmek isteyebilirsiniz.
KARARINDA KAHVE TÜKETİN
Kafein tek başına hiçbir besin değeri sağlamaz. Üstelik birçok yiyecekte bulunabilir. Tatsızdır, bu yüzden yemeğinizde olup olmadığını da bilemezsiniz. Bazı ilaçlar bile kafein içerebilir. Bu bileşen neredeyse her zaman bazı semptomlara neden olur. En azından kendinizi daha enerjik hissedebilirsiniz, ancak zamanla çok fazla kafein yoksunluk belirtilerine neden olabilir. Sağlıklı bir yetişkinin günde en fazla 400 miligram kafein tüketmesi güvenli sınırlar içinde sayılır.
Her gün aynı miktarda kafein tüketildiğinde vücut buna karşı bir tolerans geliştirir. Yaş, vücut kitlesi ve genel sağlık durumu gibi diğer faktörler de kafein toleransını belirleyebilir.
SİNİR SİSTEMİ UYARICISI
Kafein merkezi sinir sistemi uyarıcısı olarak işlev görür. Beyne ulaştığında uyanıklık etkisi gösterir. Uyanık ve enerjik hissedersiniz. Bu nedenle uyuşukluk, baş ağrısı ve migreni tedavi etmek veya yönetmek için kullanılan ilaçlarda yaygın bir bileşendir. Çalışmalar ayrıca düzenli olarak kahve tüketenlerde Alzheimer ve bunama riskinin daha düşük olduğunu ve intihar riskinin de yüzde 45 oranında azaldığını ortaya koyuyor. Bu ve benzeri faydaları kafeini sağlıklı gibi gösterse de çoğu yiyecek gibi kahveyi aşırı tüketmek de yan etkilere neden olabilir.
Kafein tüketimi genellikle baş ağrısıyla bağlantılıdır. Bu öncelikle kafein yoksunluğundan ortaya çıkar. Beyindeki kan damarları kafeinin etkilerine alışır, bu nedenle aniden kafein tüketimi durdurulursa baş ağrısına neden olabilir. Bununla birlikte endişe hali, sinirlilik, uyuşukluk ve titreme gibi yoksunluk belirtileri de ortaya çıkabilir.
Çok nadir olsa da aşırı dozda kafein almak da mümkün. Bu tür durumlarda da bilinç bulanıklığı, halüsinasyonlar ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkar. Hatta nörolojik işlev bozuklukları nedeniyle ölümle bile sonuçlanabilir. Doz aşımı, çoğunlukla enerji içecekleri veya diyet hapları gibi yüksek oranda kafein içeren ürünlerin aşırı tüketilmesiyle gerçekleşir.
MİDE VE KALP PROBLEMLERİNİ TETİKLEYEBİLİR
Kafein midedeki asit miktarını artırır ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Fazla kafein vücutta depolanmaz. Karaciğerde işlenir ve idrarla atılır. Asit reflü veya ülser gibi mide problemleriniz varsa, kafein tüketiminizle ilgili doktorunuza danışmanızda fayda var. Mideden emilen kafein kan dolaşımındaki en yüksek seviyelerine bir-iki saat içinde ulaşır. Kafein kan basıncını kısa süreliğine yükseltebilir. Bu etkinin ya adrenalin artışı ya da atardamarları doğal olarak genişleten hormonların geçici olarak bloke edilmesi nedeniyle ortaya çıktığı düşünülüyor. Çoğu insanda kan basıncı üzerinde uzun vadeli bir etkisi yoktur, ancak düzensiz kalp ritminiz varsa kafein kalbinizin daha fazla çalışmasına neden olabilir. Yüksek kan basıncınız (hipertansiyon) veya kalp ile ilgili problemleriniz varsa, kafeinin sizin için güvenli olup olmadığını doktorunuza sorun.
FAZLA MİKTARDA KAFEİN GEBELİĞİ ENGELLEYEBİLİR
Fazla miktarlarda kafein, kalsiyum emilimini ve metabolizmasını engelleyebilir. Bu, kemik incelmesine katkıda bulunabilir. Öte yandan kafein kan dolaşımında dolaşır ve hamile kadınlarda plasentaya geçer. Uyarıcı olduğu için bebeğin kalp atış hızının ve metabolizmasının artmasına neden olabilir. Çok fazla kafein ayrıca fetal büyümenin yavaşlamasına ve düşük yapma riskinin artmasına neden olabilir. Ayrıca hamile kalmaya çalışan kadınların da kafein tüketimini düşürmesinde fayda var. Zira fazla miktarlarda kafeinin gebe kalmak için gereken östrojen üretimini ve metabolizmasını engelleyebileceğine dair bazı kanıtlar var. Aldığınız kafein miktarını azaltmak istiyorsanız, tüketiminizi yavaş yavaş azaltmak en iyisidir.
KAHVE GLOKOM RİSKİNİ ARTIRIR MI?
Yapılan bir çalışmada araştırmacılar, günde 3 fincan veya daha fazla kafeinli kahve içen yetişkinlerin, kahve içmeyenlere göre yüzde 66 daha fazla glokom gelişme riskine sahip olduğunu ortaya koydular. Ancak çalışmanın sonuçları bir neden sonuç ilişkisi bulamadı ve bağlantıyı tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. En güçlü kanıtlar, çok yüksek miktarda kafein tüketmenin, aile öyküsü olan bazı kişilerde glokom riskini artırabileceğini düşündürüyor. Glokom, optik sinirinizin hasar görmesi ile karakterize edilen bir grup durumdur. 2021 yılında yapılan bir çalışmada ise, aynı araştırmacılardan bazıları 120 binden fazla düzenli kahve ve çay içen kişide glokom riskini değerlendirdi. Genel olarak kahve içmek ile glokom arasında bir ilişki bulamadılar. Bununla birlikte, günde 321 mg'dan fazla kafein tüketen ve genleri nedeniyle yüksek göz tansiyonuna yatkın kişilerde artmış bir risk buldular. Bazı kanıtlarsa, kahvenin gözleri katarakt veya retina hasarına karşı korumaya yardımcı olabileceğini düşündürüyor. Katarakt, merceğin üzerinde oluşan bulutlu alanlardır. Onlar dünya çapında körlüğün önde gelen nedenidir. Araştırmacılar hala bağlantıyı inceliyor olsa da kafein lensteki oksidatif stresi engelleyebilir. Gelişmekte olan araştırmalar, kafeinin retina iltihabına karşı da koruyucu olabileceğini ve retina hastalığını tedavi etmek için gelecekteki bir aday olabileceğini düşündürüyor.
kaynak : www.sabah.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen yorum yaparken dikkat ediniz:
1.-Küfürlü, siyasi veya huzur bozucu yorumlar,
2.-Reklam, spam gibi yorumlar yapmamaya, Yorumlarınız yönetici onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır.